27 Haziran 2014 Cuma

DERİCİLİK VE TÜRKİYE’DE DERİ SANAYİSİ


Derinin fiziksel ve kimyasal işlemlere tabi tutulup kullanılacak hale getirilmesi işlemi olan “Dericilik” çok eski bir sanat dalı olup, en güzel örneklerini  ise  Türkler, Araplar, İspanyollar ve Venedikliler’de görmek mümkündür. En eski çağlardan beri uğraşılan bu sanat dalı   geçmişte sadece örtünme amacı ile kullanılırken şimdilerde çanta, ayakkabı,kemer,cüzdan gibi ürünlerin üretimi amacıyla kullanılmaktadır. Deri üretiminde en çok kullanılan büyükbaş ve küçükbaş hayvan derileridir ve bunlar ; sığır, keçi, oğlak, koyun ve kuzu derileridir. Kullanılacak aşamaya gelene kadar traşlama,sıkma,zımpara,polisaj,pres,iskefe ve finisaj gibi pek çok aşamadan geçen deriler ise  Analinli , Yarı analinli, Nubuk, Süed, Baycast., Pull-Up Eskitme, Madras, Yarma deri olarak çeşitlere ayrılmaktadır.


http://wwwi.GlobalPiyasa.com/lib/Urun/300/f4f7a2d727cd4bf331c5f3f54a8c3220_1.jpg

Türkiye’de  deri sanayisi 80’li yıllara gelinmesiyle birlikte ülke içi  bir sektör olmaktan çıkıp  yabancı ülkelere de ihraç edilmeye ve Türkiye'ye döviz getirmeye başlamıştır. Modern Organize Deri Sanayi Bölgelerinin kurulması, deri  fuarlarının yapılması ve büyük miktarlardaki sermaye yatırımlarıyla ve girişimlerle sektör dünyasının da  ilgisini çekmesiyle deri sanayisi oldukça büyümüştür. Türkiye son yıllarda da  üretim için yapılan teknolojik yatırımlarla dünyada deri üretiminde ilk sıralarda yer alan ülkelerden olmuştur. Bu sayede dünyaca tanınan ve bilinen  Armani ve CK  gibi daha pek çok  markanın doğrudan ihracatçısı oldu.

http://wwwi.GlobalPiyasa.com/lib/Urun/300/5aac35d2cbd9695969465131c03cfd28_1.jpg
Bugün SaraçoğluDeri Çanta, yurt içine ve yurt dışına el emeği ve göz nuru olan modelleri satmaktadır.Kaliteli yani 1.sınıf deriden tasarlanıp üretilen çantalarıyla popüler bir çanta firması olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemekte olan Saraçoğlu  Çanta müşteri memnuniyetine önem verirken sağlam dostluklarla düzenli iş prensibi ile sağlam adımlar atmaktadır.

19 Haziran 2014 Perşembe

GÜNLÜK YAŞAMIN OLMAZSA OLMAZLARI : CÜZDANLAR



Türkçemize Arapça ve Farsça’dan geçen cüzdankelimesi ilk başlarda sadece para taşımak için kullanılırken 50’lerde kredi kartlarının kullanılmaya başlanmasıyla kart bölmeleri de dahil edilerek kimlik, kredi kartı, kartvizit gibi nesneleri de taşımaya yarayan bir çanta haline geldi.


Çantalar kadar rabet gören cüzdanlar  kadınlar için kıyafetlerinin ve şıklıklarının bir parçası oldu. Kendi içinde de ayrı bir modası olan cüzdanlar, her yıl değişen kreasyonlarla birlikte ünlü markaların tasarımcılarının  tasarımlarılarıyla birlikte değişmekte ve çantalarla uyumlu hale geldi. Çoğunlukla deri ve deri türevi maddelerden tasarlanan cüzdanların  bin bir çeşidini  ve rengini bulmak ve kıyafetlere uydurmak  mümkün.
Kadınlarda şıklığa ve modaya uyma hevesinden ötürü cüzdan kullanma oranı erkeklere nazaran daha fazla olsa da erkekler için de en önemli aksesuarlardan bir tanesidir. Çanta kullanmaktan hoşlanmayan erkekler için kredi kartı ve para taşınmasında büyük rahatlık ve kolaylık sağlamaktadırlar.Kadınlar gibi erkekler için  de cüzdanın diğer aksesuarlarla uyumlu olması  ayrıca önemlidir. Erkeklerin kullandıkları aksesuarlar kadınlara göre daha farklı olduğundan cüzdanın kemer , ayakkabı gibi parçalarla uyumlu olması bir şıklık göstergesi olmuştur.


Günümüzde para taşımaktan çok genellikle kredi kartları, slipler,kartvizitleri ve küçük not alınmış kağıtları bir yerde tutmak için kullanılan cüzdanlar, kişinin en fazla birlikte olduğu özel eşyası olduğundan adeta esiri olunan ve insan kişiliğini yansıtan bir eşya da denilebilir. Cüzdan üretimi denince akla gelen ilk malzeme olan deri, suni ve gerçek deri olmak üzere  ikiye ayrılmaktadır ve  diğer maddelere göre daha dayanıklı ve kullanışlı olduğundan en çok tercih edilen maddedir. Üretilen cüzdanların deri ağırlıklı olmasıyla birlikte son zamanlarda  kemer ve ayakkabılarla  takım halinde tasarlanmaktadır.

Bu doğrultuda, 1981 yıllından bu yana  cüzdan imalatı yapan ve aynı zamanda bugün geldiği noktada Türkiye'nin saygın markalarına yaptığı üretimle sektörde kalitenin vazgeçilmez adresi olan. Şahre Saraciye Deri, kaliteli ürün, doğru fiyat zamanında teslim anlayışına sadık kalarak sektördeki yenilikleri en hızlı şekilde bünyesine katarak sektörde yoluna devam etmektedir.

17 Haziran 2014 Salı

Küpenin Tarihsel Geçmişi

Şüphesiz ki bayanlarınküpeye olan zaafını, düşkünlüğünü bilmeyen yoktur. Her boyda, renkte, desende, taşlı veya taşsız bir çok küpeye sahiptirler. Günümüzde küpe, sadece bayanlar tarafından kullanılan bir aksesuar olmaktan çıkmıştır. Malumunuz artık küpe takan beyler de çevremizde yer almaktadır ve sayılarıda artmaktadır. 





Peki kullandığınızküpelerin tarihçesini, nerden geldiğini, ne şekilde ortaya çıktığını, tarihte ilk kimlerin kullandığını hiç merak ettiniz mi? Çok eskilere doğru bir gidelim bakalım...


Küpe nedir? dendiğinde akla ilk gelen tanım bayanlaın kulaklarına taktığı aksesuarolarak adlandırmamız mümkündür elbette. Türk Dil Kurumuna göre küpe; kulak memelerine takılan süs eşyası olarak geçmektedir. 
 
 
Tarih boyunca insanlar süs veya tılsım amaçlı kulaklarına birçok şey takmışlardır. Hemen her kültürel gelişmede olduğu gibi tarihte küpe bulgularına ilk olarak Mısırda rastlanmaktadır. Tarihteki ilk küpe örneklerine baktığımızda ise büyük halkalar ve spiral şeklinde küpeler yer almaktadır. Bu küpelerin yapımında ise altın, gümüş, bakır gibi maddeleri kullanılmıştır. Zamanla küpe boylarında küçülmeler yaşanmıştır. Yaşanın bu değişim sadece boyutlarında değil, yeni fikir ve farlı malzemelerin ortaya çıkmasıyla daha albenili ve renklli bir hal dönüşmüşlerdir. 





Küpelerin tarihte ilk olarak bayanlar tarafından kullanıldığı düşünülmektedir. Ancak Babilliler ve Asya Medeniyetlerinde küpe sadece erkekler tarafından kullanılan takı olmuştur. Erkelerin küpe takmalarındaki amaç ise toplum içindeki rütbelerinin bir göstergesi olmasıdır. Hatta eski Türk erkeklerinde de küpe takma adeti bulunmaktadır. Türk tarihine baktığımızda bu adet Kıpçak Türklerinde görülmektedir. 




Tarihe göre; herhangi bir nedenden dolayı ailede tek bir erkek çocuk varsa onun kulağına küpe takılırdı. Askere gittiğinde komutan küpe takan erkelere tehlikeli görevler vermezdi çünkü o zamanki Türk töresi ona bu yetkiyi vermezdi. Soyu içerisinde tek erkek olanlar ise iki tane küpe takarlardı. Yine zamanın töresi gereği soyunu sürdürebilmesi için onu korurdu. Tabi günümüze baktığımızda erkeklerin küpe takmalarındaki amaç tamamen zamana ve modaya ayak uydurmak. Daha klas bir görüntü için takmaktadırlar. Bu görüntüyü beğenenler olduğu gibi elbetteki beğenmeyenelerde vardır.




Günümüzde kullanılan küpelerin çok fazla çeşidi vardır. Büyük, küçük, uzun, kısa, taşlı, taşsız ve daha nicesi. Her alanda oduğu gibi değişen koşullarla ve ilerleyen teknolojiyle beraber küpe modelleride değişmektedir. Her yıl farklı bir model küpeler özellikle bayanlar arasında trend olmaktadır.




Modayı takip eden, önce 'kalite' ilkesiyle müşteri memnuniyetini kazanan hizmet anlayışıyla faaliyetlerini gelişerek sürdürmekte olan "Özgür Bijuteri", bu sektörde uzun yıllrdır kazandığı tecrübe ve bilgisiyle yenilikleriyle üretimine devam etmektedir.


16 Haziran 2014 Pazartesi

ŞAHMERAN EFSANESİ


Binlerce yıl önce Tarsus’ta yerin yedi kat altında mağaralarda yaşayan zeki ve iyi yürekli yılanlar varmış ve bunlara Meran adı verilmiş. Barış içinde mutlu, dostluğa ve arkadaşlığa önem verdikleri bir hayat yaşarlarmış.  Meranların başında kraliçeleri yani genç ve güzel “Şahmeran”  varmış. Şahmeran hiç yaşlanmaz, ölünce başka bir genç kızın bedeninde can bulurmuş.

Efsaneye göre hikaye Şahmeran ile yoksul ailenin oğlu Camsab arasında geçer.  Camsab hayatını odun satarak kazanmaktadır. Bir gün arkadaşlarıyla ormanda bir kuyu dolusu bal bulur. Arkadaşları balı bitirip Camsab’ı kuyuda bırakır. Camsab kuyuda uyuyakalır. Uyandığında ise etrafının yılanlar ve ejderhalarla çevrildiğini görür, başına gelenleri yarı insan olan Şahmeran’a anlatır. Şahmeran yapılan ihanete kayıtsız kalmayacağını, Camsab’ı kuyudan çıkaracağını fakat bunun karşılığında kuyuda gördüklerini ve yerini kimseye anlatmayacağı konusunda söz alır.

Köyüne döndükten sonra bir süre Şahmeran’dan kimseye söz etmez taa ki ülkesinin hasta olan hükümdarının tek iyileşme şansının Şahmeran etine bağlı olduğunu öğrenene kadar. Bir gün arkadaşlarıyla otururken Şahmeran’ı gördüğünü ağzında kaçırır ve arkadaşları bunu hükümdara ulaştırır. 

Hükümdar Camsab’ı yanına çağırtır. Camsab en başta Şahmeran’ın yerini söylememekte direnir fakat hükümdar kendisine fazlasıyla altın ve vezirlik vereceğini söyleyince Şahmeran’ın yerini göstermeye razı olur. Vezir ile birlikte Şahmeran’ın yaşadığı kuyuya giderler, vezir sihirli kelimeler söyleyerek Şahmeran’ı kuyudan çıkarır, öldürür. Etini de hükümdara yedirirler. Hükümdar sağlığına kavuşur.

Efsane insanoğlunun  sadakatsizliği ve  güvenilmezliği üzerine kurulmuştur.
Şahmeran hakkında anlatılan tek efsane bu değildir. Fakat hepsinin özü buna dayanır.
Şahmeran ders çıkarılması gereken bir hikaye olarak toplumda anlatılmaktadır.
Ve Şahmeran figürü modada yerini almıştır. Bazen kıyafetlerde bazen ise takılarda can bulmuştur.
Bu sezonda da Şahmeran bileklikleri aksesuar olarak önümüze çıkmaktadır. Şahmeranın zerafetini, inceliğini yansıtan bileklikler kadınların ellerini daha zarif göstermektedir.



Şahmeran bileklik çeşitleirne Vitrin Bijuteri’den ulaşabilirsiniz. Vitrin Bijuteri sürekli yenilenen ürünleriyle sizlere hizmet vermekten gurur duymaktadır. Ürün grupları  Şahmeran ile sınırlı kalmayıp yüzük, kolye, küpe, bileklik, saat olarak ayrılmış ve beğeninize sunulmuştur.

13 Haziran 2014 Cuma

ŞALLAR NASIL KOMBİN EDİLMELİ?

Birçok kıyafetle kombin ederek kıyafetlerimizi tamamladığımız şallar doğru kullanıldığında günümüzün kurtarıcısıdır. Günümüz modern ve kapılı bayanlarının en çok tercih ettiği ve kendilerine ayrı bir şıklık kattıkları en özel aksesuarlardandır. Renkleridesenleri ve kumaşları mevsimlere göre değişen şallar, kıyafetlerimize hoş bir dokunuş getirmektedir. Hatta takı ile birlikte kullanıldıklarında farklı ve çok şık stiller oluşturulabilmektedir. Örneğin klasik tarz sevenler açık renk şallara halka yüzük takıp tamamen farklı ve zarif bir tasarım elde edebilir. Ya da özel bir yer için şallar parlak bir broşla kullanilabilir. Bugünlerde pek çok genç kız retro ipek şalları düz beyaz t-shirt ve jeanlerle kombin etmektedir. Ancak şallar yanlış kullanıldıklarında tamamen ters etki yaratıp kıyafeti boğup, uyumsuz bir görüntüye neden olmaktadırlar. Peki şallarımızı nasıl kombin etmeliyiz?



Puanlı veya geometrik şekilli şallar gibi farklı desenlere sahip şal tasarımlarını mutlaka koyu renkli kıyafetleriniz ile kombin etmeniz gerekmektedir. Renkli ve cıvıl cıvıl olan şallarınızı renkli kıyafetleriniz ile kullandığınızda fazla göze çarpan detaylar ortaya çıkar ve istediğiniz şıklığı yakalayamazsınız. Mutlaka koyu kıyafet modelleri ile tercih etmeniz gerekmektedir.



Renkler denge içinde kullanılmalıdır. Eğer baskın bir renk kullandıysanız, diğer kullandığınız parçalar baskın renge uyacak daha hafif renklerde olmalıdır. Bej, ekuru gibi açık renk tonlarla yapılan kombinlerde bu renklerin farklı tonlarından seçilmiş bir şal kıyafetinizi şık bir şekilde tamamlayabilir. Özellikle siyah ve beyaz gibi, kontrast renkler çok şık bir görüntü elde etmenizi sağlayacaktır. Eğer kombin yapmakta zorlanıyorsanız gri gibi her renkle rahatlıkla kullanılan nötr renkleri tercih etmeniz gerekmektedir. Yüzümüzü aydınlatması açısında canlı renkler şal gibi üst parçalarda kullanılmalı, koyu renklerse genellikle ayakkabı gibi alt parçalarda kullanılmalıdır. Ancak yapılan kombinlerde üç renkten fazla bir renk seçilmekten kaçınılmalıdır.



Her tarzda şallarıyla her kesimden kullanıcılara hitap eden Beray Bijuteri, öncelikle üründe kalite ilkesiyle yola çıkan ve müşteri memnuniyetini göz önünde bulunduran ve geniş ürün yelpazesiyle her zaman yeni moda ürünler sunmaya çalışan tecrübeli bijuteri firmaların başında gelmektedir. Tasarımdaki farkıyla, modayla uyumuyla sektörde her zaman bir adım öndedir. Güler yüzlü çalışanları, güvenilir ve kaliteli ürünleri, uygun fiyat seçenekleri ve güncellenerek değişen ürün seçenekleriyle sizlere en iyi hizmeti sunmaktadır. Kolye, küpe, bileklik, yüzük, bilezik, kemer, çocuk toka v.b. çeşitlerinden oluşan zengin ürün grupları, her yaştan kullanıcının beğenisine sunulmuştur.








12 Haziran 2014 Perşembe

Babalar günü geldi. Babamıza ne alsak?

Babalar günü 1900lü yıllarda kutlanmaya başlanmıştır.
Hikayesi savaş gazisi bir babanın eşini 6. çocuğunu doğururken kaybetmesi ve bu nedenle 6  çocuğunu tek başına büyük zorluklar içinde hem anne hem baba olarak büyütmesine dayanır.
Kızı babasının yaptıklarını ödemek için bir yol düşünür ve babasının doğum gününün denk geldiği günü babalar günü olarak kutlamak ister.  Tam gününde olmasa da ilk babalar günü 19 Haziran 1910 da Washinghton Spokane’de kutlanmıştır. 1966 Yılında babalar gününün haziran ayının 3. pazarı olarak kutlanacağı açıklaması yapılmıştır.
Dünyada kutlanmaya devam edilen babalar günü bu sene Haziranın 15’ine denk gelmektedir. Sevgileri özel günlere sığdırmak yetersiz olsada özel günlerinde sevdiklerimizi hatırlamak onları mutlu edecektir. Önemli olan onları sevdiğimizi her gün gösterebilmek, hissettirebilmektir.
Türk aile yapısında babalar evin direği, evin reisidir. Baba gelmeden yemeğe oturulmaz. Babadan izin almadan bir yere gidilmez, bir işe girilmez.
Baba deyince akla gelen ilk dizelerdendir Can Yücel’in dizeleri:
“Ben hayatta en çok babamı sevdim.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40’ı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a.
Bir helalleşmek ister elbet, diğ’mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu,
Ohh dedim göğsüne gömdüm burnumu.”

Bir diğer dizeler ise Cemal Süreya tarafından yazılmıştır.
“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum..”

Babalar yürekli insanlardır ve sevginin en büyüğünü hak ederler.  Babalara olan sevgimizi göstermek için haziranı beklemeye gerek yoktur. Ama babalar günü geldiğinde de yarım elma gönül elma bir şeyler yapmaktan zarar gelmez.
Babama ne alsam da işine yarasa, hoşuna gitse, kullanabilse diyorsanız Kobay Kemer’i ziyaret edebilirsiniz. Kobay kemer her yaş grubuna,  farklı konseptlerde deri kemer üreten bir firma. Ürünleri şık ve kaliteli. Ayrıca geniş ürün skalasına sahip firmada aradığınızı bulamamanız çok zor.


Benim babam klasikten vazgeçmez diyenlere :


Bunu çok sade buldum, biraz daha farklı olabilir derseniz  baskılı modeli tercih edebilirsiniz.


Benim babam spor giyinir, 45'lik delikanlı derseniz spor kemer seçenekleri de mevcut.


Hep koyu renklerden örnek verdim diye ürünler koyu renklerle sınırlı sanılmasın. Kırmızıdan beyaza çeşitli renklerde kemerler bulmanız mümkün.


Tüm bunların dışında el örgüsü, baskı detaylı, el işlemeli, nakışlı kemerleri ürün kataloğunda bulmak mümkün. 



10 Haziran 2014 Salı

2014 Takı Modası



Kadınların şıklığını tamamlayan çanta, ayakkabı, şal ve takı gibi parçalar günlük hayatımızın olmazsa olmazları arasında sayılabilir. Bunlardan en önemlisi kadınların vazgeçilmezi olan takılar, kıyafetimizin rengine, mevsimlere ve  günlük - gece kullanılmasına göre değişmektedir. Yaz ruhunu yansıtan takılar elbiselere uygun olarak, daha çok boncuk ağırlıklı renkli ve özgür takılar olurken, gece için taş detaylı, altın veya inci takımlar tercih edilmektedir.




Her  yıl farklı tarz ve modellerle karşımıza çıkan ve şıklığımızın en önemli parçası haline gelen takılar bu yıl da farklı modelleriyle raflardaki yerini çoktan aldı. Geçen sene olduğu gibi bu sene de altın sarısı kolyeler oldukça revaçta. Daha çok beyaz uzun elbiselerle kombin edilen bu kolyeleri iri boncuklu ve büyük taşlı kolyeler izlemektedir.




Renkli ve boncuklu bilekliler geçen yaz olduğu gibi yine çok moda. Ancak bu sene her şeyi bir arada kullanma modası göze çarpıyor. Bileklik modası renkli, sade, boncuklu bilekliklerin hepsi bir arada kullanılarak yaratılmış. Ayrıca ‘’cuff cuff’’ diye adlandırılan, bileği kavrayan bileklikler daha şimdiden birçok kişinin bileğinde yer edindi.



Bu sene küpe modelleri eskisi kadar küçük boyutlarda değil. Daha çok vida küpeler ve ‘’ear cuff’’-kulak kelepçeleri- olarak bilinen küpeler ön plana çıkıyor. Büyük taşlı veye zincirli  olarak tasarlanmış küpeleri de görmek mümkün.


Kolye olarak ise kalın altın rengi zincirler önplanda. Bunların yanı sıra birçok tasarımcı bu sene farklı geometrik formları, yaprak yıldız ve kalp figürlerini ,etnik ve astrolojik şekilleri  ve kafes modellerini bol bol kullanmış. Altın rengi parçalar ise gümüşle birlikte kullanılarak sadeleştirilmiş. Farklı tarzlar için ise vintage ve otantik modeller düşünülmüş.


1987 yılında takı üretimine kuyumculuk sektörüyle başlayan Oskar Mücevherat 2000 yılında gümüşe yönelerek HGM Gümüşlük adı altında gümüş takı üretimine başlamış, 2010 yılında ise bijuteri sektörüne yönelmiştir. Bünyesinde yüzük, küpe, kolye, set takım, bileklik, bilezik ve broş çeşitlerini bulunduran Oskar Mücevherat damla modelli, taşlı, otantik ve birçok değişik figürlü takılarıyla takı sektörünün önde gelen firmalarından biri olmuştur.Modayı yakından takip eden Oskar Mücevherat sürekli ürün sirkülasyonu ile büyemeye devam etmektedir.


Bu kadar seçenek varken söylenecek tek şey ; İyi alışverişler!