Mücevherat ve takı
dendiğinde akla ilk gelen gösterişli, büyük taşlı, değişik
desenli takılar gelmektedir. Tabi bu takıların takipçileri
bilindiği üzere genellikle bayanlardır. Peki hiç düşündünüz
mü acaba geçm,şte yani osmanlıda, sarayda takı ve mücevherat ne
durumdaydı? Bir bakalım osmanlı takı ve mücevherat tarihi,
geçmişi neymiş...
Osmanlı saray yaşantısı
söz konusu olduğunda, mücevher ve takıyla ilgili alakalı yada
alakasız kimselein bu konuya yabancı kalmayacağı bellidir.
Örneğin Osmanlı Sarayı ve mücevher, padişah ve mücevher, harem
ve mücevher, Devleti-i Aliyye v mücevher gibi kişi ve mücevher
özdeşliklerini verebiliriz.
Osmanlı'da mücevher
kullanımına baktığımızda son derece geniş bir alana
yayıldığını söylememizde bir sakıncası olmayacaktır. Tabi
yapılan ve kullanılan bu mücevherler, en gösterişli ve görkemli
bir şekilde daha çok padişahlar için hazırlanmıştır. Tabi
saray kadınları ve devlet erkanıda mücevher kullanmış ve onlar
içinde vazgeçilmeyen şeylerin başında gelmektedir.
Osmanlı kuyumcuları
çalışmalarını yaparken osmanlı ruhunu yansıtmaya özen
göstererk daha çok natüralist çalışmalar yapmaya özen
göstermiştir. Osmanlı kuyumcusu bir nakkaş gibi çok ince
çalışarak, çalışmasını yaparken tasarımı uygulamak için
hem taşın biçime çok az müdahele yaparak hem de tasarımını
taşın biçimine uydurmaya çalışarak yapmıştır. Osmanlı
kuyumcuları osmanlı mücevherlerinde kakma, çalma, oyma,
savat(niello), telkari(filigran), hasır, mıhlama gibi teknikler
kullanmışlardır.
Günümüzde olduğu gibi
osmanlı kültür ve tarihinde takılar giyimin vazgeçilmez
tamamlayıcı unsuru olmuştur. Osmanlıda konuyla ilgili önemli
görsellere baktığımızda Osmanlı minyatürlerinde ve Osmanlı'yı
ifade eden tablolardaki figürleri örnek gösterebiliriz.
Osmanlı mücevher takı
geleneğine baktığımızda farklı parçaların bir araya gelerek
oluşturduğu bir uyumdan söz etmemiz mümkündür. Avrupa takı
geleneğinde ise Osmanlının tam tersi bir gelenek hakim olmuştur.
Avrupada aynı figürü tekrarlayan takıların, şıklığın
tamamlanması için neredeyse bir zorunluluk olmuştur. Ancak
osmanlıda çok renklilik ve çeşitlilik, birbirinden bağımsız
parçaların bir araya getirilmesi mücevher sanatının tarzını
ortaya koymaktadır.
Osmanlı takı
geleneğinde küpe ve kolyeler önemli bir yer tutmaktadır.
Osmanlıda kolyeler kdın boynunun zarifliğini, güzelliğini
vurgulamak için tasarlanmıştır. Bu kolyeler damla biçimli
incilerden, elmas, yakut, zümrüt gibi değerli taşlardan
yapılmıştır. Küpeler ise daha çok kadın takısı olduğu
bilinmekle beraber az da olsa erkekler tarafından kullanıldığı
görülmektedir. Küpelerin yapımında yine aynı değerli taşlar
yani inciler, zümrütler, yakutlardan yararlanılmıştır.
Osmanlıda küperler daha çok sallantılı küpe olarak
tasarlanmıştır. Çift sallantılı küpeler "pay-ı çift"
üç sallantılı küpeler ise "üç ayaklı" olarak
tanımlanmaktaydı.
Türk kadınının
günümüzde de vazgeçemediği takıların başında elbette altın
bilezikler yer almaktadır. Bu takının en yaygın türü olarak
yanyana takılan halka bilezikler örnek gösterilebillir. Günümüzde
türk kadınlarını vazgeçilmezi olan altın bilezikler Osmanlı
kadınlarınında bileklerini sıkça süslemiştir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder